KUZEY KORE, Adil DURAL 77'Mk.
- Alper Akpeçe
- 29 Haz 2024
- 2 dakikada okunur
Yıl 1997 Pyongyang/Kuzey Kore ,kolay kolay gidilmeyecek bir ülke, bize kısmet oldu gittik. Bugünde hala aynıdır sanırım; Kuzey Kore'de açlık vardı. Dünya Gıda örgütünün yardımı olarak Venedik'ten 20 bin ton mısır yükleyip götürmüştük. Başkent Pyongyang'a 50 km uzaklıkta Teedong nehri kenarında bir limana yanaşmıştık. Aylardan aralık ayı, hava buz gibi soğuk ve zaman zaman kar yağıyordu. Götürdüğümüz mısır yükünü tahliye ederken, sahilde kurulan paketleme tesisi ile çuvallama yapıldığı için tahliye uzun sürmüştü.
Yanaştığımız nehir kenarındaki şehir gündüz görünüyor, ama gece olduğunda şehirde tek bir ışık olmadığından karanlığa boğuluyordu. Hayalet şehir görünümünü alıyordu. Ülke yokluk içinde, elektrik yok, yakıt yok, yoksulluğu ve sefaleti dibine kadar yaşıyordu, belkide hala öyledir.

Vatandaşının dış dünya ile teması kesinlikle yok ve yasak.
Burada, nehir kenarında çamaşır yıkandığını gördüm. Ülkemizde; köylerde 60-70'li yıllara kadar görülen, dere kenarında çamaşır yıkama manzaraları, burada nehir kenarında hemde büyük bir nehir kenarında ve şehirde yaşanıyordu.

Kendi rejimlerinin tanıtılması ve propagandasını yapması için gemide devamlı bir hükümet komiseri görevlendirilmişti. Kendilerince rejimlerinin propagandasını yapıyordu. Komiser personeli geziye götürme hususunda kaptana devamlı baskı uyguluyordu. Sonunda kaptan gemi personelini ikiye ayırdı, bir gün bir grubu başka gün diğer grubu, kendi istedikleri ve görmemizi uygun buldukları; başkentin nispeten iyi yerlerine götürmüştü.

Kuzey güney savaşı nedeniyle savaşta ölenler adına yapılan; anıt mezara çiçek koymaya gidiyoruz.
Soldaki kişi gemide görevlendirilen parti komiseri, ortadaki bir zabit arkadaş ve sağdaki bendeniz.
Bulunduğumuz limandan 50 km'lik başkent yolunda ilerlerken yol boyunca insanların yürüdüğünü gördük. Komisere, neden bu insanlar yürüyor diye sorduğumuzda, yakın köylerde oturanlar diye cevap verdi, ama yolda bizim haricimizde vasıta olmaması asıl gerçeğin yokluk olduğuna işaret ediyordu.

Komiser bize başkentin güzel yerlerini gezdirdi, güzel ama ruhsuz bir şehir görünümündeydi. En sonunda elçilikler bölgesine geldik. Burada bulunan export mağazasından çikolata vs. alıp çocuk yuvasına gitmemiz hususunda oldukça ısrarcı oldu, Bazı arkadaşlar karşı çıktı ama sonunda kabul ettik. Anladığım kadarıyla yönetimin ve ülke ileri gelenlerinin çocuklarının bulunduğu çocuk yuvasına götürdü komiser bizi. Çocukların her hallerinden belli oluyordu, varlıklı ve sosyal imkanları iyi ailerden geldikleri. 4-5 yaşındaki çocuklar piano resitali verdi bize. Ama ülkenin asıl gerçeği; bizim geminin yanaşmış olduğu limanında geminin tahliyesi ve tahliye edilen mısırın çuvallandığı, paketleme tesisinin etrafında dökülen mısırları toplayan çocuklardı.
iktidarda şimdiki tombalak diktatörün babası vardı.
Adil Dural/ 77 Mk.
24.04.2020