Finternet
- Alper Akpeçe
- 1 gün önce
- 2 dakikada okunur
Finansın Geleceği Üzerine Ütopik ve Distopik Senaryolar
Dünya hızla dijitalleşiyor. Alışverişten iletişime, eğlenceden işe kadar her şey internet üzerinden akıyor. Şimdi bu dönüşüm finansın kalbine de dokunuyor: Finternet.
Finternet vizyonunun mimarları arasında BIS (Bank for International Settlements) var. Yani dünya çapındaki merkez bankalarının merkez bankası. BIS, uzun zamandır CBDC (Central Bank Digital Currency – Merkez Bankası Dijital Parası) projeleri üzerinde çalışıyor.
CBDC, nakit paranın dijital versiyonu gibi sunuluyor. Ama farkı şu:
Nakit elde anonimdir, kimse sizin hangi marketten ne aldığınızı bilmez.
CBDC’de ise her işlem kayda girer, izlenebilir ve programlanabilir hale gelir.
BIS’in “Finternet” hayali de bu CBDC projeleriyle birleştiğinde, aslında küresel ölçekte tek bir dijital finans ağı yaratılmak isteniyor.
“Finance” ve “Internet” kelimelerinin birleşiminden doğan bu kavram ile gelecekte tüm finansal sistemlerin internet gibi birbirine bağlanması öngörüyor. Ama tıpkı internetin kendi hikâyesinde olduğu gibi, Finternet’in de hem parlak hem de karanlık ihtimalleri var.

Digital Ütopya,
Hayal edin: Maaşınız yatar yatmaz otomatik olarak kira, faturalar ve tasarruf hesabınıza dağılıyor. Bir arkadaşınıza yurtdışına para göndermek, WhatsApp’tan mesaj atmak kadar kolay. Küçük birikimlerinizle New York’taki bir gökdelenin tokenize edilmiş %0,01 hissesini alabiliyor ve kira gelirlerinden payınızı saniyeler içinde cüzdanınıza aktarabiliyorsunuz.
Daha da önemlisi, bugün banka hesabı olmayan milyarlarca insan da sadece bir akıllı telefonla bu sisteme dahil olabiliyor. Konya’daki çiftçi ürününü satmak için aracılara muhtaç olmadan mikro kredi alabiliyor. İstanbul’daki öğrenci ailesinden gelen desteği anında alabiliyor.
Bu ütopyada Finternet;
Hızlı,
Ucuz,
Erişilebilir ve
Kapsayıcı bir finans dünyasının kapılarını açıyor.
Dijital Distopya,
Ama hikâyenin bir de diğer yüzü var.
Aynı teknolojiler yanlış ellerde büyük bir gözetim ve baskı aracına dönüşebilir. Örneğin maaşınız yatar yatmaz devlet, “borcunuz var” diyerek %40’ını otomatik kesebilir. Elektrik tüketiminiz arttığında karbon kotanızı aştığınız için hesabınızdan ek ceza çekilebilir.
Yurtdışındaki kardeşinize para göndermek isteyebilirsiniz, ama geçmişte hükümet eleştirisi yaptığınız için hesabınız bloke edilebilir. Tüm ekonomi Finternet’e geçmişse, elektrik veya internet kesildiğinde cebinizde tek kuruşunuz kalmaz.
Üstelik, büyük bir siber saldırı tüm yatırımlarınızı bir anda yok edebilir. Banka şubesine gidip hakkınızı arayamazsınız; karşınızda sadece algoritmaların yönettiği bir bot vardır.
Bu distopyada Finternet;
Kontrol,
Gözetim,
Eşitsizlik ve
Dijital bağımlılık üzerine kurulu bir düzen haline gelir.

Bugün dünya yönetimlerinde sıkça gördüğümüz bir tablo var:
Güç merkezileşiyor.
Devletler ve büyük şirketler bireylerin verilerini giderek daha fazla topluyor.
Güvenlik, iklim krizi, ekonomik istikrar gibi gerekçelerle “daha fazla gözetim” meşrulaştırılıyor.
Finternet bu çerçevede iki ihtimali barındırıyor:
Ütopik Haliyle: Küresel iş birliği, şeffaflık ve adalet. Herkesin finansal sisteme erişebildiği, sınırların ortadan kalktığı bir dünya.
Distopik Haliyle: Küresel ölçekte merkezileşmiş bir finans kontrol sistemi. Para üzerindeki tüm hareketler görülebilir, engellenebilir ve manipüle edilebilir.
Finternet, bize şunu düşündürüyor: Eğer dünya yönetimleri gerçekten “insan merkezli” hareket ederse, bu proje yeni bir çağın kapısını açabilir. Ama mevcut güç dengeleri, otoriter eğilimler ve veri açlığı göz önüne alındığında, aynı sistem çok kolaylıkla bir küresel gözetim ve finansal tutsaklık ağına da dönüşebilir.
Belki de asıl soru şu:
Finternet geleceğin özgürlüğünü mü inşa edecek, yoksa geleceğin en sofistike zincirini mi?
Fikirlerinizi yazın lütfen.....
Sevgilerimle,
Alper Akpeçe
insan karakteri değişmeyecek, hızlıca karakter değiştiren nano teknoloji ilaçlar keşfedilmedikçe durum fena.