top of page

Homo Sovieticus : Yaşayan Bir Ruhun İki Yüzü

Güncelleme tarihi: 2 gün önce

TIKLA DINLE
TIKLA DINLE

“Alışır insan her şeye, yeter ki yaşamaya alışmasın.”— Aleksandr Soljenitsin


Homo Sovieticus

"Sisteme karşı değilim, sadece bana dokunmasın yeter."


Bu cümleyi bir Sovyet memuru da kurabilirdi, günümüz bürokratı da… Ya da sıradan bir yurttaş. Homo Sovieticus bir dönem ürünü değil, bir karakterdir. Rejimler değişse de o kalır. Kılık değiştirir, tabela değiştirir, yemin değiştirir ama özü aynı kalır: korkak, çıkarcı ve ikiyüzlü. O aslında bir asalak....


Sovyetler yıkılalı otuz yılı geçti. Ancak o sistemin doğurduğu insan tipi, adı konmamış bir hayalet gibi hâlâ dolaşıyor aramızda. Homo Sovieticus — yani “Sovyet insanı” — sadece ideolojilerin ya da siyasi rejimlerin değil, aynı zamanda içselleştirilmiş korkunun, konformizmin ve hesaplı suskunluğun bir ürünü.


Bugün farklı coğrafyalarda, farklı bayraklar altında yaşasa da, bu insan tipi kendini unutturmadı. Değişen yalnızca konuştuğu dil ve giydiği kıyafet.

Kimdir Bu Homo Sovieticus?


Zinovyev’e göre bu insan, sistemi sorgulamayan, emirle yaşayan, yaratıcı düşünceyi tehlike olarak gören bir bireydir. Ama mesele sadece korkmak değildi. Homo Sovieticus’un temel refleksi şuydu:“Yeter ki bana dokunmasın, gerisi önemli değil.”

Bu tipin üç ana özelliği vardı:

  • İtaat ve uyum: Emir alır, sorgulamaz, kural bozulsa da "üstten geldi" diyerek susar.

  • Çıkarcılık: Sisteme yaranmayı bir beceri sayar, "doğruluk" değil "geçer akçe" onu motive eder.

  • İkiyüzlülük: Önde halkçıdır, arkada torpilden geçilmez. Kalabalıkta susar, özelde konuşur ama asla açıkta durmaz.


Homo Sovieticus, Aleksandr Zinovyev’in tabiriyle, "sistem tarafından yaratılmış bir insan karikatürüdür."Kendi kaderini belirleyemeyeceğine inanan, yukarıdan gelen her şeye “emir böyle” diyerek boyun eğen ve sonunda bu boyun eğmeyi bir yaşam biçimine dönüştüren bir insan.


Ama işin trajik tarafı şudur: Bu insan yalnızca korkak değil, aynı zamanda çıkarcıdır.Düzenle çatışmaz, çünkü düzenin nimetlerinden pay almak ister.Yanında biri haksızlığa uğrasa, sessiz kalır; çünkü ses çıkarırsa sıranın kendisine geleceğini bilir.Ve bazen susmakla kalmaz, gidip yönetime yaranmaya çalışır.İkiyüzlüdür. Özgürlükçü görünüp, kapalı kapılar ardında ispiyonculuk yapar.İlkesi yoktur. Güç kimdeyse ona tapar. Dün "yaşasın sosyalizm" diyordu, bugün "piyasa her şeyi çözer" diyebilir, gocunmaz.Aslında ne sosyalisttir, ne liberal; sadece yağmur nereden yağıyorsa oraya eğilen bir ot gibidir.


Tanıdık geldi mi?


Uzakta Değil !


Sadece Sovyetler yıkıldı diye Homo Sovieticus öldü sanmayın.O, her rejimde yaşar.Kendini gazeteci zanneden propagandacının içinde de yaşar; çocuğuna "aman siyasete bulaşma" diyen aile babasında da.Çalışanın değil de gücün yanında olmayı seçen “iş insanlarında” da yaşar.Ve bazen de demokrasi nidaları atıp, sırf kendi pozisyonu sarsılmasın diye susan “entelektüelde”…


Bugün Homo Sovieticus’u müzelerde ya da tarih kitaplarında aramaya gerek yok.Onu bir plazada görebilirsiniz, bir kurumun giriş katındaki panoda...Çünkü bu bir dönem insanı değil, bir alışkanlık biçimi.Kendini "memur" ilan eden ama hakikatte korkularına memur olmuş zihinler...Aldığı maaşla değil, vazgeçtiği cesaretle satın alınan sadakat...

"Devir böyle", "Zamanı değil", "Sen mi düzelteceksin?" diyen herkesin içinde o karakterden bir parça vardır.


Peki ya Biz?


Bu yazıyı okuyan biri “evet, bu insanlar var” diyorsa — çok doğru.Ama bir sonraki soruyu sormalı: “Ben ne kadar benzedim ona?”Bir yanlış karşısında sessiz kaldığımızda, bir hakkı teslim etmek yerine göz yumduğumuzda, sırf işlerimizi kolaylaştırsın diye güçlüye yakın durduğumuzda...Belki de Homo Sovieticus’un torunları oluyoruz — pasaportumuz farklı olsa da.


Homo Sovieticus'u eleştirirken kendimizi dışarıda bırakmak kolay.Ama bu ruhun bizde iz bırakmadığını kim söyleyebilir?Bugün bir haksızlık karşısında kaç kişi gerçekten sesini yükseltebiliyor?Kaç kişi bir torpil, bir tanıdık aramadan, yalnızca kendi emeğiyle yol almak istiyor?


Asıl trajedi şu ki, Homo Sovieticus yalnızca bir zamanların Sovyet insanı değil…O bazen biziz.Sessiz kalırken, susarken, görmezden gelirken, dur bir bakalım derken; o ruh bizde nefes alıyor.Ve onu içimizden atmadıkça, ne sistem değişir, ne toplum özgürleşir.


Bir rejim, bir iktidar, bir dönem sona erer, ama onun ruhu, davranış kodları toplumun içinde yaşamaya devam eder.Homo Sovieticus işte böyle bir kalıntı: suskun, çıkarcı ve konforuna düşkün.Onu sadece eleştirerek değil, içimizdeki yankısını tanıyarak yenebiliriz.


Çünkü bazı hayaletler, ancak cesaretle yüzleşildiğinde kaybolur.


Sevgi ve Saygılarımla,

Alper Akpeçe 

1.Mayıs.2025

2 commentaires

Noté 0 étoile sur 5.
Pas encore de note

Ajouter une note

Yazının ve yorumun içeriğine tamamen katılmakla birlikte, tasvir edilen bu insan tiplemesine sebep, yıkılan Sovyet rejimi midir sadece, yoksa bu insan tipinin yaratılmasında, mesela Sovyet rejiminin çağdaşı (kronolojik anlamda) Amerikan ve batı rejimlerinin hiç mi katkısı olmadı? Olmadı ise yazıda da açıkça vurgulanan ve günümüzde de sıkça görmeye alıştığımız bu insan tiplemesi, neden hala yaşamaya devam ediyor? Üstelik en az 4 kuşak geçtikten sonra? Sovyet rejimi bu insan tiplemesini yarattı ve yaşattıysa neden diğer sistemler /rejimler çare olamadı bu soruna. Lütfen bu yorumumu romantik bir sosyalist refleksi ile yaptığımı düşünmeyin. Ancak sosyolojik olarak yaşadıklarımız bana ciddi bir sistem sorunu olduğunu gösteriyor ve bu yazıda bahsedilen insan tiplemesinin bugün varlığını surdurnesinin nedeni kapitalust dunya düzeni degil. Değerlerden yoksun, vahşi kapitalist dünya…

J'aime

KIVANÇ ERGÖNÜL
KIVANÇ ERGÖNÜL
3 gün önce
Noté 5 étoiles sur 5.

Sovyetler Birliği çoktan bitti ama toplumsal bir tür olarak "Sovyet adamı" olarak yeniden üretmeye devam ediliyor. Şimdi yaşayan çağdaş Rusların Sovyetlerden miras aldığı özellikler nelerdir? Homo sovieticus'un çok ahlaki ve oldukça manevi olduğuna inanılıyor; sembolik olarak bu tanımla güçlü bir geri dönüş sağlanıyor. Yaklaşık 80 yıl süren Sovyetler Birliği tarihinin, eğitim, zihniyet, yaşam tarzı ve üretim biçimleriyle şekillendirdiği insan tipine, sanırım Batılı sosyal bilimciler biraz da alaycı bir şekilde homo sovieticus demektedir.


Sovyetler Birliği'nde yaşayan liberallerin sosyalistleri aşağılamak için kullandığı bir terim vardır: Sovok. Rus argosunda, SSCB'yi ve liderlerini gözü kapalı destekleyen, Sovyet mentalitesine sahip olan kişi anlamına gelir.


Ancak Sovyetler Birliği'nin de "bir adam yaratmak" babında elbet bir çabası olmuştur. Ulus bilinci, kültürel kimlik, azınlık gibi kavramlardan azade, Sovyet…


J'aime

Bize Ulaşın

YDO RUHU

Bu sayfada görmek istediklerinizi,

Fikirlerinizi Bizimle Paylaşın   

YDO okul brövesi

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

bottom of page