ONURLU DURUŞA TEPKİ

• RESMİN SOL ÜST KÖŞEDEKİ PLAY TUŞUNA BASARAK PODCAST DİNLEYEBİLİRSİN....

Demokratik bir toplumda, her bireyin eşitliği ve insan onuruna yaraşır bir duruş sergileme hakkı, sadece bir ideal değil, yaşamımızın temel taşıdır. Bu bilince sahip olanlar, yaşam koşulları ne olursa olsun, bu değerli durumu kaybetmemek için tüm benlikleriyle mücadele ederler. Çünkü bilirler ki, toplum içerisindeki devamlılık ve gelişim, ancak fırsat eşitliği ve liyakat ile mümkündür.

Bizler, işte bu ilkelerle; yani gerçek demokrasinin, fırsat eşitliğinin ve liyakatin, toplumu kurtaracak yegâne güç olduğuna inanan bir avuç insan olarak bir araya geldik. Günlerce, gecelerce süren tartışmalarımızda, sektörümüzün giderek rayından çıkan, beklentilere hizmet etmeyen, maalesef tabandan kopmuş ve kendi kendini elitize eden Denizcilik Sivil Toplum Kuruluş'larının içinde bulunduğu sorunsallara cevap aradık.

Dünya yepyeni bir değişimin eşiğindeyken, geçmişin koşullarına saplanıp kalmış, belki de masumane duygularla halef-selef ilişkilerine tutunmuş, kendi dünya okumasının en doğrusu olduğuna inançla yeni fikirlere kulağını tıkayan bu yapıların ve bakış açılarının artık değişmesi gerektiği sonucuna ulaştık. Ancak ne yazık ki gördük ki; bu yapıların içinde olanlar, durumu kabullenenler ve hatta içerisine kabul dahi edilmeyenlerin bile bu değişime karşı direnci göstermekte. Bana bu durum kabullenilmiş çaresizlikten doğan, yapılanı anlamlandırmadan karşı çıkma refleksini anımsatıyor. Kendilerini adeta geçmişe ihanet suçu işliyor pozisyonunda hissediyorlar.

Oysa, bu toprakların kurucu iradesi, döneminde dünyada eşi benzeri görülmeyeni ortaya koyarak var olmayı başarmış, insan onuruna yakışanı inşa etmiştir. Kadınları toplumun merkezinde bir birey olarak ilk kabul eden, bilimi dünyanın her yerinde arayıp bu topraklara getiren, insan onurunu ve eşitliği her şeyin önünde tutan, fırsat eşitliğini zümreye değil, insan olmaya atfeden bir yapı kurmuştur.

CAHİT ARF

Bugün Yapay Zeka'nın tüm dünyayı ele geçirmesinden söz edilirken, size gururla bir bilim insanımızı hatırlatmak istiyorum: CAHİT ARF. 1950'li yıllarda dünyanın en önde gelen Matematik Profesörlerinden biriydi ve 1958 yılında literatüre geçen ilk Yapay Zeka fikrini bilimsel bir yayın olarak ortaya atan bilim insanıdır. "MAKİNE DÜŞÜNEBİLİR Mİ VE NASIL DÜŞÜNEBİLİR?" başlıklı o çalışmanın önü kapatılmasaydı, bugün nerede olacağımızı hiç düşündünüz mü?

MUHİTE YAYMA VE HALK EĞİTİMİ YAYINLARI - 1959

İşte bizler, böyle ilerici ve ufuk açıcı bir ecdadın torunları olarak, denizcilik sektöründe köklü bir değişim hedefliyoruz. Tüm denizcilere ve ailelerine maddi ve manevi fayda sağlayacak yenilikçi bir Vakıf kurmak, sektörde azınlıkta kalan meslektaşlarımızın dahi sesini, sendikal haklarını çoğunluğun sesiyle duyurabilecekleri eşsiz bir sendikayı hayata geçirmeyi amaçlıyoruz.

Sizlerden bu köklü değişim sürecinde, her şeyden önce, ortaya koymak istediğimiz fikirlere "ben en iyisini bilirim" köhne düşüncesini bir kenara bırakarak, en azından anlamak için bir kez kulak vermenizi istiyorum. 

Unutmayın ki, “eskiyi en iyi kabul etseniz” dahi, yeni fikirlerin önünü kapatmamak bile başlı başına büyük bir adımdır.

Bir kardeşiniz, bir ağabeyiniz, bir dostunuz olarak, 65 yıl önce bir Türk bilim insanının önünün kapatılmasaydı, bugün nerelerde olabileceğimizi ve nasıl fırsatları kaçırmış olduğumuzu bir kez düşünmenizi rica ediyorum. Teknoloji devrimi ile gelen değişim rüzgarının bizleri sürüklediği bu yeni çağda, atalarımızın bizlere miras bıraktığı onurlu duruşu ve ilerici ruhu yeniden canlandırmak, hepimizin sorumluluğu ve geleceğe borcumuzdur. 

Sizleri bu sorumluluğu hep birlikte omuzlamaya davet ediyorum.

Saygı ve Sevgilerimle,

Kapt. Alper Akpeçe 92’Gv.